
Zeka parıltısı olmayan işlere girişmiyor, işlerine saygı gösteriyorlardı. Ne 80’lerdeki tefeciler gibi davrandılar ne de niteliksiz dolandırıcılık yaptılar. Ne yaptılarsa müthiş bir ikna ve samimiyet ile yaptılar. EYÜPLÜ HALİT Girit göçmeni olan Halit, iyi derecede Rumca ve Fransızca konuşan, beyefendi görünümlü biriydi. Gerçek olmayanı satmaya başladığı (dolandırıcılık) dönem, İstanbul işgalinin son günleriydi. Rum zenginlerinin yaşadığı bir semtte metruk bir bina ayarlayıp karakol haline getirmişti. Halit, komiser rolüne büründü, arkadaşı Abdullah ise bekçi. Önceden belirledikleri zenginleri karakola çağırdılar. Uyguladıkları, iyi polis-kötü polis taktiğiydi. Kurbanlarının gözünü korkutup yüksek miktarda avanta koparmışlardı. Dolapların en büyüğünü, 1935’te yine hapishanede olduğu bir dönemde çevirmişti. İtalyan...